İşsizi
İşsazı İşsazsız
…derken
Sayın Bahçeli kelimelerin ağırlığından uzak yapılan telafuz hatasına gülmüştüm.
İşsizlik bir o kadar bana uzak ayrıca mezun olduğum gibi tüm şirketlerin
kapımın önünde sıra olacağını düşünüyordum. Bu yüzden toplumumuzun bu gerçek,
en gerçek sorunu beni hiç ilgilendirmeyen, hatta beni hiç ilgilendirmeyecek bir
meseleymişçesine işsazlık düzeyinde bir makara konusu idi. Öyle idi çünkü henüz
mezun olmadan Kariyer.net de yaptığım her başvuruya karşılık Çağrı
Merkezlerinden iş teklifleri beni biraz sarsmıştı. Tabi ki hemen müdür olmayı
beklemiyordum ancak kariyerimle ilgili daha büyük planlarım vardı. Ancak iş
hayatının benim için öyle planları olmadığını mezun olduğum yazın sonunda
öğrendim.
Kendimi ifade edebilecek kadar belki orta seviyenin biraz üzerinde
İngilizcem, iş hayatını şöyle kapı aralığından görebilecek kadar staj deneyimim
vardı ama iş başvrularında ki niteliklere bakılırsa Hogwarts’a kabul edilmem
daha kolaydı, sonra Seçmen şapka hop yollardı beni Gryffindor’a bir cadı olarak
geçirirdim yaşamımı. Ama Kariyer.net’in yanında Yenibir.iş Banabiriş.com,
Amannerdebuiş.com gibi birbirinden ilginç iş bulacaklarını iddia ettikleri
sitelere özelliklerimizi yazmamız gerekiyordu. Hiç cevap alma pahasına klavyeye
ilmek ilmek işlemeliydik, bir anlamda kendimizi çok güzel pazarlamamız
gerekiyordu ama yeterli değildi sanırım bu. Çünkü hala her çalan telefona sanki
Leyla Mecnun’u arıyormuş gibi heyecanla açıyorduk.
Bunları da bir, iki yıl sonra çalışmak çok zor Ege’ye
yerleşsek ne iyi olur gibi hayal kurmak için yapıyorduk. Gerçi öyle bir
psikolojideyiz ki işe girsek de Ege’de çalışmayı hayal etsek yeter ki deyip
yaşıyoruz. Oysa dizilerde hiç öyle değildi. Asla öyle değildi. Baş karakterimiz
mezun olduğu gibi en iyi şirkete girer hatta şirket sahibinin oğlu buna vurulur
ama öyle böyle değil Mecnun’un Leyla’ya vurulduğu gibi. Tabi sonra kızımız
hergün başka kıyafetler, en marka çantalar işe yeni girmiş gibi değilde mekanın
sahibi gibi. Boğaz manzaralı müstakil bir evde oturan fakir kızımız (asla
Esenler, Gaziosmanpaşa değil ) başarı merdivenler 10, 25’er tırmanırken, bizler
televizyonda gündüz kuşağının esiri olmuş Didem ile Aycan kavgasının en has
yorumcusu haline gelmişizdir. Evde oturup kısmet bekleme dönemi kapandığı için
gizliden gizliye acaba Esra Erol’a katılsak mı düşüncesi beynimize işler. Bari
kahve yapayım şöyle sunumlu instagram a atarım deriz de biraz unuturuz
dertlerimizi.
En zorlu süreç şuan bu süreç gibi gelirken bir an düşündüm de
ygs’ye hazırlanırken de o dönem en zorlu
gibi gözükmüştü. Neyse acısa da öldürmüyor, biraz süründürüyor biraz elalemin
en baş üyeleri teyzelerimizin iş bulamadın mı yavrum radarına yakalandırıyor
(kimse de selektör yakıp uyarmıyor ki neyse) biraz depresyona sokarmış gibi
yapıyor ama yaşıyorsun yine de.
En minnoş işsiz.
Meltem.